İçeriğe atla

Eski bir mesele, yeni bir bölüm “İnsanlık Onuru”

Film fotoğrafında genç bir kadın geniş, asfalt bir zeminde sırtındaki çantanın askılarını tutarak kameraya doğru yürüyor. genç kadının üzerinde bordo bir manto ve gri bir pantolon var. Başına yün bere takmış. Asfalt zeminin ardındaki ormanlık arazi fotoğrafın tüm arka planını dolduruyor. Kapalı gökyüzü, kadrajın en üstünde az da olsa bir alan kaplıyor.

Festival, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünün 75. yılında, bu yıla özel “İnsanlık Onuru” bölümüyle insan hakları sorunlarına odaklanan bir film seçkisi sunuyor. Bölüm, adını bildirinin maddelerinde öne çıkan “insanlık onuru” teriminden alırken, her bir bireyin ekonomik, toplumsal ve kültürel alanlara eşit ve özgür erişim hakkına odaklanıyor.

Bölüm kapsamında bir uzun metraj, üç de kısa metrajlı film festival izleyicileriyle buluşacak.

Öğleden Sonra (That Afternoon): Nafiss Nia’nın yazıp yönettiği ilk uzun metrajlı film, dünya gündemindeki mültecilik konusu üzerinden çarpıcı bir hikâye anlatıyor. Elindeki tüm hukuki çözümleri tükenen İranlı bir kadın sığınmacının umut arayışının hikâyesi. Bu yıl Uluslararası Rotterdam Film Festivali’nde dünya prömiyerini gerçekleştiren film, yalın diliyle yılın en ilgi çekici ilk filmleri arasında yer alıyor.

Kubra (Kubra):  Kısa film seçkisinde yer alan ve Mélanie Trugeon imzalı belgesel, seyirciyi ülkesi Afganistan’dan Fransa’ya göçmek zorunda kalmış performans sanatçısı Kubra Khademi’nin sanatına ve hayatına tanık olmaya davet ediyor. Feminist sanatçı, bir göçmen olarak sanatı ve protest tavrıyla, toplumda eşit üretim ve erişim hakkına sahip bir birey olmaya dair bildirge maddelerini akıllara getiriyor.

Vaha (Oasis):  Justine Martin, yazıp yönettiği seçkinin diğer filminde, ergenlik çağlarındaki iki kardeşin gündelik yaşamlarını konu ediniyor. İkiz kardeşlerden birinin yaşadığı hastalığın, onu kardeşinden farklı kılışına ve yavaş yavaş ortak arkadaş çevrelerinin dışına itişine odaklanıyor.

Sessizliği Gör (Regard Silence): Seçkinin son kısa filmi Meksikalı yönetmen Santiago Zermeño’nun belgeseli Sessizliği Gör (Regard Silence) ise bir grup sağır insanın kurduğu atölye topluluğunun içine giriyor. Topluluk üyelerinin hayal güçleri ve yaratıcılıklarıyla Meksika’da kullanılan standart işaret dilinin sınırlarını zorlamalarına şahit oluyoruz. Kendi tarzlarında şiir betimlemeye çalışan atölye topluluğu iletişimin kural tanımayan kimyasını öne çıkarıyor.